Paleologoslar Dönemi ve Son Bizans Canlanması

0
13

1261 yılında Latin işgalinden kurtarılan Konstantinopolis, VIII. Mihail Paleologos tarafından yeniden Bizans İmparatorluğu’nun merkezi hâline getirildi. Bu tarihten sonra Paleologos Hanedanı dönemine girilmiş oldu. Hanedanın ilk yıllarında, özellikle 14. yüzyılın başlarına kadar sanatta ve mimaride bir canlanma yaşanmıştır. Bu kısa süreli kültürel uyanış, tarihçiler tarafından “Paleologos Rönesansı” olarak adlandırılmıştır Guided Round Tours Turkey.

Bu dönemde mimaride en dikkat çekici yeniliklerden biri, yapıların dış cephelerinde görülen tuğla süslemeleri olmuştur. Bu estetik anlayış, şehrin genel mimari görünümüne görsel bir zenginlik kazandırmıştır. Ancak bu sanatsal ve mimari hareketlilik uzun sürmemiş, 1350’lerden sonra şehir ekonomik ve siyasi açıdan giderek daha da zayıflamıştır.

Bizans’ın Gerilemesi ve Konstantinopolis’in Şehir Devletine Dönüşü

Bizans İmparatorluğu, 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’daki topraklarını hızla kaybetmeye başlamış, bu süreçte askeri, ekonomik ve siyasi gücü büyük ölçüde zayıflamıştır. Zamanla imparatorluğun sınırları daralmış ve sonunda sadece Konstantinopolis’in surları içinde varlık gösteren küçük bir şehir devletine dönüşmüştür.

Bu zayıflamış yapısı ile Bizans, 1453 yılında Osmanlı padişahı II. Mehmed tarafından gerçekleştirilen kuşatma sonucunda fethedilmiş ve imparatorluk tarihe karışmıştır.

Batılı Gezginlerin Gözünden Fetihten Önceki Konstantinopolis

Fetihten önceki yüzyılda, hem Doğulu hem Batılı birçok gezgin Konstantinopolis’i ziyaret etmiş ve gözlemlerini yazıya dökmüştür. Bu gezginler arasında, İspanyol elçi Ruy Gonzalez de Clavijo, İtalyan keşiş Christoforo Buondelmonti ve Fransız soylusu Bertrandon de la Broquière gibi isimler yer alır. Bu kişilerin yazdıkları, Bizans’ın son dönemine ve Konstantinopolis’in durumuna dair önemli bilgiler sunmaktadır Orta Bizans Dönemi.

Ruy Gonzalez de Clavijo’nun Ziyareti ve İzlenimleri

İspanyol asilzade Ruy Gonzalez de Clavijo (ö. 1412), Kastilya Kralı III. Enrique tarafından Timur ile diplomatik görüşmeler yapmak üzere Semerkand’a gönderilen elçilik heyeti içinde yer almıştır. 1403 yılında Cadiz’den yola çıkan heyet, Sicilya, Rodos ve Ege adaları üzerinden ilerleyerek Konstantinopolis’e ulaşmıştır.

Clavijo burada İmparator II. Manuel Paleologos tarafından Blakhernai Sarayı’nda kabul edilmiş ve şehri gezme izni almıştır. Ancak gördükleri, onun gözünde hayal kırıklığı yaratmıştır. Bir zamanlar ihtişamlı saraylar, kiliseler ve manastırların harap ve bakımsız olduğunu ifade etmiştir. Şehrin çöküşe geçmiş hali, özellikle Batılı gözlemciler için oldukça sarsıcıdır.

Clavijo’nun anlatımına göre şehir, tepe ve vadilerden oluşan bir yapıya sahiptir. Bu vadilerde bazı tarım alanları, bahçeler ve kenar mahalleleri andıran evler yer almaktadır. İlginç şekilde bu yapılar, kentin merkezine oldukça yakındır. Ayrıca, nüfusun en yoğun olduğu mahallelerin deniz kıyısında bulunduğunu ve ticari hayatın, denizle şehir surları arasındaki bölgede sürdüğünü belirtmiştir. Özellikle Galata kıyısındaki iskeleler, ticaretin merkezi konumundadır ve gemiler burada mallarını boşaltmaktadır.

Paleologoslar Dönemi, her ne kadar kısa süreli bir sanatsal ve kültürel canlılık getirmiş olsa da, Bizans’ın çözülmesini durduramamıştır. Konstantinopolis’in 15. yüzyıldaki hali, bir zamanların kudretli başkentinin artık zayıflamış ve bakımsız bir şehir haline geldiğini açıkça göstermektedir. Batılı gezginlerin anlattıkları da bu çöküşün tanıklığını yapar niteliktedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz